Your ads will be inserted here by
Easy Plugin for AdSense.
Please go to the plugin admin page to
Paste your ad code OR
Suppress this ad slot.
Seyahat ederken hayatlara dokunmak…işte bu seyahati daha anlamlı kılıyor…
Vietnam’ın Ho Chi Minh şehrine 4.kez geldiğimde tekrar Town House 50 hostele gittim ve hostel’in kalbi Johnny ile akşam kendi fikri olan Sokak Lambası Projesi’ni gerçekleştirmek için gecenin karalığında scooterımıza atlayıp şehrin farklı bir bölgesine doğru yol aldık. Biz yoldayken size sokak lambası projesini kısaca anlatıyım…
***
SOKAK LAMBASI PROJESİ
Johnny Ho Chi Minh’in fakir bölgesinde oturmakta ve her akşam işten eve gelirken yolda aç karnına uyuyan kimsesiz yaşlılara tanık olur ama bir süre sonra bu duruma tanık olmak onu çok rahatsız eder ve bununla ilgili bir adım atmaya karar verir. Çoğu akşam işten eve gelirken yoldaki seyyar yemek satan arabaların önünde durup elinde kalan para ile sandviç alıp yolda gördüğü ve kimsesiz olduğuna inandığı yaşlılara sandviç vererek gece uyumadan önce karınlarını doyurmalarına yardımcı olur.
Bir süre sonra bunu çalıştığı hostelde arkadaş olduğu yabancılarla da paylaşır ve ülkelerine dönmeden önce ellerinde kalan yerel para ile onları da yanlarında götürerek bu projeyi birlikte gerçekleştirmeye başlarlar.
Ho Chi Minh’e önceki gelişimde havaalanında bankamatiğin kartımı yutması ile moralim bozulup havaalanının da ekstra kalabalık olup insanların sürekli çarparak geçmeye çalışması ile de sinirlenip dikkatim iyice dağılınca laptop uçtu gitti. Hayatımda ilk defa seyahatte birşey kaybetmenin “nasıl olur ya?” sorgulamasını geride bıraksam da melün melün bakışlarımdan hala üzgün olduğumu anlayan Johnny dedi ki ” iyilik yaparsan bilgisayarın geri gelir mi bilmiyorum ama biraz olsun daha iyi hissedebilirsin…” diyerek bana projesinden bahsetti ve hostelin ışık yayan enerjisinin nedenini de böylece anlamış oldum…
***
Sonunda sandviçleri alacağımız yere geliriz, fiyatları sorduktan sonra 30 tane sandviç almaya karar veriyoruz…
Sandviçler hazırlanırken etrafta biraz geziniyorum da, burası şehir merkezinden uzak ve manzara da ona göre farklı tabi… Johnny beni uzaktan uyarıyor “Telefonuna dikkat et Evrim!”diye…
Sonunda sandviçler hazır olunca biz de tekrar yola koyuluyoruz…
Saat gece 10 ve biz scooterla cadde cadde gezip Johnny’nin önünde durduğu bazen de benim fark ettiğim kişilere sandviçi ulaştırıyorum.
İşte scooterı durdurup ilk sandviçi vermeye gidiyorum, aşağıda gördüğünüz teyze yaptığı el işlerini satarak hayatını sürdürmeye çalışıyor ama gece yarılarına kadar yaptıklarını satmaya çalıştığını anlatıyor Johnny’e…
Tekrar scootera atlayıp biraz turladıktan sonra birini daha görüyoruz. Johnny bu amcayı hep geç saatlere kadar tezgahının başında gördüğünü ve kimsesiz olduğunu söylüyor. Bir sandviç daha ulaştırıp aldığımız gülücüklerle yolumuza devam ediyoruz.
Your ads will be inserted here by
Easy Plugin for AdSense.
Please go to the plugin admin page to
Paste your ad code OR
Suppress this ad slot.
Evi aynı zamanda faytonu olan amcaya veriyoruz diğer bir sandviçi…
Uyumakta olanları uyandırmadan uyanınca göreceği şekilde yanlarına bırakıyoruz…
Bazen bir gölgeyi görüp de gözünü açanlar gülümseyerek bizi uğurluyorlar ellerinde sandviçi sallayarak…
Dönüştürülebilen atıkları toplarken arkasını dönüp sandviçi görüp yere oturup gece yiyecek yemeği olduğu için şükreden teyze…
Johnny’nin objektifinden…
Gece yarılarına kadar çalışan yaşlıları tek başlarına öylece görmek insanın kalbini burkuyor…
Belki adımı hatırlamayacaklar ama eminim karşılıklı gülümsediğimiz anlar akıllardan gitmeyecek çünkü ben de Maya Angelou’nun şu sözüne inananlardanım:
Öğrendim ki insanlar sizin ne dediğinizi unutacak, ne yaptığını unutacak ama hiçbir zaman onları nasıl hissettirdiğinizi unutmayacaklar.
Ho Chi Minh’de seyahat ederken beni en çok mutlu eden hayatlara dokunmak oldu. Ne yapabilirim, “Akıllarda kalan bir gülümseme bile dünyayı değiştirmeye yetmez mi?”diye düşünenlerdenim.
Kamboçya’nın Siem Reap şehrindeki Angkor Wat Ağaç Okulu’ndaki minik hayatların arasına nasıl karıştığımı ve gönüllü öğretmenlik deneyimimi paylaştığım yazımı okumayı unutmayın: “Angkor Wat Ağaç Okulu, Bir Rüya Gerçekleşir“