Your ads will be inserted here by
Easy Plugin for AdSense.
Please go to the plugin admin page to
Paste your ad code OR
Suppress this ad slot.
3.Bölüm-Şangay’da bir ev ya da oda kiralamak
Sonrası güllük gülistanlık mı yoksa…?
Hatırlayacağınız gibi, şu an ki evimi bulmak hiç de kolay olmamıştı…Hatırlayamayanlar “Şangay’da bir ev ya da oda kiralamak” maceramın önceki bölümleri için 1.bölüm ve 2.bölüm‘e göz atıp geri gelmeyi unutmayın emi… Haydi, buradan devam edelim…
Çakma ev sahibi mi gerçek mi?
Daha önce hatırlayacağınız gibi “Ev 2” ye taşınmak istememe rağmen odamı, eve gelmeme iki dakika kala “Kanepe Çocuk”a vermişlerdi. Birkaç ay sonra günlerden bir gün, o zamanlar “Ev 2” de yaşayan komşum Latetia bana “Ev Sahibi 2″nin kontrata aykırı olmasına rağmen evdeki bütün kiracıların derhal evi boşaltmalarını ve acele başka bir yer bulmaları gerektiğini söyleyen bir mesaj attı. Mesajı alınca çok şaşırdım tabi…Neyse ki Latetia aynı akşam okulunun yurduna taşınabildiği için şanslıydı ama diğer ev arkadaşları onun kadar şanslı değildi. O sırada seyahat eden ve sırf bu yüzden seyahatlerini yarıda kesip geri dönüp ev bulmak zorunda olanlar vardı. Kendinizi bir anda bu durumda bulduğunuzu düşünebiliyor musunuz? Latetia’nın ev arkadaşlarından Fransız bir çocuk yeni bir ev bulana kadar bütün eşyalarını bizim apartmana bırakmak zorunda kaldı. Diğer bir çocuk polis çağırdı, ve polisler geldiğinde “Ev Sahibi 2″nin gerçek ev sahibi olmadığı anlaşıldı. Apartmanı gerçek ev sahibinden kiralayıp, odaları daha fazla fiyata başkalarına kiraya vermişti ve gerçek ev sahibi olmadığı için de yapılan kira sözleşmeleri geçerli değildi. Yurt dışında hiç tecrübe etmek istemeyeceğiniz bir durum! Eğer ben “Ev 2″ye taşınabilmiş olsaydım, ben de onlar gibi fellik fellik yeni bir ev arıyor olacaktım.
İşte böyle durumlarda ne denir bilirsiniz:
“Her işte bir hayır vardır.”
Olmadı diye o kadar üzülmüştüm halbuki..Hikaye bu kadarla da bitmiyor, “Ev Sahibi 2” aynı zamanda milletin depozitlerinin bir kısmını da kesmiş. Ne uyanık adam ya!
Şangay’da bir ev ya da oda kiralamak açısından durum şu ki: Kiracının evi başkasına/başkalarına kiraya verme durumu Çin’de son derece yaygın, yasak olmamasına rağmen herhangi hoş olmayan bir durumda kontratınızı gösterip de hakkımı savunurum durumu ne yazık ki burada söz konusu değil. Umarım aynı şey benim başıma gelmez.
Sonrası günlük gülistanlık mı yoksa…?
Haydi bu 10 aylık süreçte evle ilgili neler olmuş bakalım…
Kış aylarında hayatta kalmak – 101
Kış bizim için biraz zorlu geçti…Apartmanımızdaki tek katmanlı camlar sağolsun! Rüzgar pencerelerin arasından öyle bir giriyordu ki sanki dışarıdaymışız gibi hissediyorduk…Perdelerimiz zaten sürekli bir uçuş konumundaydı zaten…Bir keresinde ev sahibime pencerelerin arasındaki boşlukları silikonla kapatıp kapatamayacağını sordum ama cevap olarak koca bir “hayır” aldım. Oturma odasında olduğumuzda, hepimiz bere, atkı, eldiven ve paltolarımızla oturuyorduk ki bu durum birbirimizle baya dalga geçmemize sebep olmuştur. Tek ısıtma sistemi elektrik faturasını tavan yaptıran salondaki dev klimaydı. Tabi çılgın bir fatura ile karşılaşmamak için mecbur kat kat giyinmek durumundaydık..Bir de bol bol sıcak su ve çay içmek tabi…Bir keresinde hatırlıyorum tam tamına 8 kat giyinmiştim! 8 kat!!!
O yüzden, Şangay’da ev ya da oda kiralarken pencerelerinizin tek mi yoksa çift camlı mı olduğundan emin olun…sonra bizim gibi dolabınızda ne kadar kışlık kıyafet varsa giymek zorunda kalmayın…
Çamaşır Makinesi…Nasıl kullanmalı? Peki sıcak su durumu?
Çin’de hala daha çoğu insanın evinde çamaşır ve bulaşık makinası yok. Durum varlıklı ailelerin bazılarında da aynı, , çünkü nasıl olsa çamaşırlarla AYİ(temizliğe gelen bayan) ilgileniyor diye çok da önemsemiyorlar. Durum buyken, bizim apartmanımızda çamaşır makinasının olmasına çok sevinmiştim, tabi üstündeki Çince talimatlar ve tuşlar hariç, neyse ki bizim AYİ’ye sorup öğrendik. Artı, ne yazık ki çamaşır makinasının sıcak su kullanıp kullanmadığını sormayı düşünememiştim. Bunun neden önemli olduğunu sorarsanız söyleyeyim…Çünkü bütün beyaz kıyafetlerim griye döndü!!!
Türk zekası sıcak su probleminin üstünde çalışırken…
Beyaz kıyafetlerimin griye döndüğünü görmekten gına geldiği an çözüm arayışına girdim…Ev sahibine çamaşır makinasına sıcak su gelmesini sağlayacak bir sistem yaptırmasını istediğimizde ne dedi dersiniz? Ta ki yine koca bir hayır cevabı aldık!!!
Bulduğum yeni çözüm: Duş musluğundan sıcak suyu bir leğene doldurup çamaşır makinasına koymak oldu…İlk başta biraz tereddüt etsem de, eee tüm makinadan olmak da vardı, beyaz kıyafetlerim artık yıkandıktan sonra çok daha iyi göründüğü için bu teknik de böylece onaylanmış oldu…
Şangay’da ev ya da oda bakarken çamaşır makinası olup olmadığını herkes kontrol eder tabi, artık bir de makinaya sıcak su geliyor mu onu da kontrol etmek lazım.
Evin içinde de bir yabancı mısınız?
Ortak apartmanda oturmayı tercih etmemin sebebi Şangay’a ilk geldiğimde kimseyi tanımıyor olmak ve evde de yalnız hissetmemek içindi, böylece ev arkadaşlarımla takılıp birlikte yemek pişirebilirdik. Bu aslında yeni bir ülkeye taşınıp kimseyi tanımayanlar için ortak bir beklenti. İnternetten ortak apartman ilanlarına bakarken ilginç bir ilan bile görmüştüm. Ev sahibi odalarından birini kiraya veriyor ama muhtemelen önceki tecrübelerine dayanarak aşağıdaki açıklamayı da ilana eklemeyi unutmuyor:
“Sizin en iyi arkadaşınız olmamı beklemeyin! Kendi alanıma ihtiyacım var ve ben öyle dışa dönük bir insan da değilim ve bunu değiştiremezsiniz de.” Bunu okuduğumda baya güldüğümü hatırlıyorum. Biraz ilginç, biraz da tuhaf bir ilandı, artık kim arar sorar bu vatandaşı bilemem.
Ortak apartmandaki bir diğer olay da farklı kültürlerden, milliyetlerden insanların olması çok eğlenceli oluyor.Benim ilk baştaki durumum ne yazık ki bundan çok farklıydı…
Your ads will be inserted here by
Easy Plugin for AdSense.
Please go to the plugin admin page to
Paste your ad code OR
Suppress this ad slot.
“Ev 1″e ilk taşınan bendim ve bu evin içinde 2 tane boş oda daha vardı. Bir gün ev sahibi eve geldi ve odaları görmek için 4 kişinin geleceğini söyledi. Ben de düşündüm yahu evde grup turu mu yapacak ne yapacak diye…gerçekten de öyle yaptı…3 Fransız ve 1 Amerikalı bir gün bir tura çıkar diye başlayan absürd hikayelerden birinde gibi hissettim kendimi…Ben de durumu hayretle seyreden Türk misali…Turun sonunda ev sahibi bana döner ve “Kimlerle ev arkadaşı olmak istiyorsun?” diye sorar hem de herkesin önünde…”Bu ne açık iletişim!!!” diye de ben bir kalırım…3 Fransız( bir çift ve bir kız) arkadaş olduğu için Amerikalı kız başka bir ev bulabilirim diye çekilir. Birkaç gün sonra Fransızlar eve taşınır. Birlikte takılmaya çalışsak da ortak dil İngilizce yerine Fransızca oluvermişti bir anda. Ben de aralarında Fransız kalan Türk kurban.
Partiler verirler, beni de davet ederler ama gelenler hep Fransız ve pek tabi konuşulan dil de Fransızca. Bir süre sonra gerçekten bu durumdan keyif almamaya başlamıştım. Evin içinde de yabancı olma durumu gerçekten hiç hoş değildi…İtiraf etmeliyim ki bu durum içimdeki mini minnacık Fransızca öğrenme isteğimi de yok etmişti…
Bunun yanı sıra burada çok şeker ve sırf Fransızlarla takılmak yerine diğer kültürlerden insanlarla da kaynaşıp sosyal olan Fransız arkadaşlarım olduğu için genelleme yapmayacağım…Bu tecrübeden sonra gelecek yıl için gerçekten kendi evime çıkma düşüncesi ağır basmıştı ama şimdi neyse ki farklı kültürlerden ev arkadaşlarım var, ki bu daha iyi…
O yüzden ortak bir apartmana taşınmadan önce ev arkadaşlarınızla tanışıp bilgi sahibi olmanız atmosferi görmek açısından çok önemli. Yok, ilk taşınan sizseniz ve sonraki kiracılar ile ilgili söz hakkına sahipseniz Birleşmiş Milletler gibi bir ev yapın derim, farklı kültürlerin aynı çatı altında olması iyidir. Birlikte takılmak zorunda olmasanız bile eğer iyi anlaşırsanız birlikte takılmalar/yemek yapmalar bonus olur.
Eve geldiğinizde apartman kapısını ardına kadar açık bulmak…Birileri hoş mu gelmiş yoksa hoş mu götürmüş göreceğiz…
Fransızlar ülkelerine geri döndükten sonra ev sahibi odaları potansiyel kiracılara göstermek için eve geliyordu. Bu ziyaretler habersizce ve çok sık olduğu için durum hoşuma gitmiyordu. Bir akşam eve geldiğimde apartman kapısını ardına kadar açık buldum. Hemen içeride birilerinin olabileceğini ya da bir şeylerin çalınmış ya da çalınmakta olduğunu düşündüm ama bisikletimi yerinde gördüğümde hırsızlık ihtimali biraz azaldı çünkü olası bir durumda burada ilk götürülen şey yeni bisikletler, kilitli bile olsa…İçeride kimse var mı diye birkaç kez bağırdım..Sanki yabancı biri olsa gıkını çıkarır da. Bir süre içeri giremedim ve durumu anlatmak için hemen ev sahibini aradım…Ne dese beğenirsiniz? “Evrim, ben yarım saat önce içerideydim ve kapıyı kitlemeyi unutmuş olabilirim. Yok artık, haydi buradan yakalım…Neyse içeri girip her kapının arkasına ve her odaya bakıp ancak öyle rahat bir nefes aldım…İlerleyen günlerde yine aynı durumla karşılaştım desem güler misiniz ağlar mısınız?
Eğer böyle tekrarlayan bir durumla karşılaşırsanız, ev sahibinize bir sonraki ayın kirasından belirli bir yüzdeyi keseceğinizi bildirin! Gerçekten, Şangay güvenli bir yer olsa bile ev kapısının kitli olduğundan emin olmakta fayda var!
Tayland seyahatim sonrasında kapı ile ilgili bu sefer başka bir sürprizle karşılaştım…
Gecenin bir yarısında anahtarınız apartman kapısının kilidinin içinde kırılırsa…
Gecenin bir yarısında! Gerçekten anahtarım apartman kapısının kilidinin içinde kırıldığı için içeri giremiyordum! Aynı şey bir hafta önce ev arkadaşlarımın başına gelmişti…Şimdi de benim…Güvenlikle konuşmak için aşağı indim…Güvenlik görevlisi çilingiri aradı ve çilingir 10 dak içinde kapımızın önündeydi…Hızlı kurye gibi hızlı çilingir olması da güzeldi..tabi dandirik bir anahtarın bana kaça patlayacağı ile ilgili bir fikrim yoktu 480RMB’yi (o zamanki kurla 80USD, 190TL) duyuncaya kadar… Parayı bir şekilde aralarında bölüştüklerinden eminim…Biliyorsunuz, burada yabancılar için her şey olduğundan daha pahalı, başka yerlerden daha fazla hem de!
Böyle bir durumu yaşamadan önce ve kazıklanmadan önce size yakın çilingirin kartını alıp telefonunu kaydetmekte fayda var…
Aman Tanrım gaz sızıntısı mı?
Finy, çok tatlı bir Çinli kız, ile oturma odamda ders çalışırken biri kapıyı çaldı. Kimseyi beklemediğim için acaba bu kim diye düşündüm…Kapıyı açtığımda, Çinli bir adam elindeki aleti gözüme sokarcasına içeri girmeye çalışıyordu. Aksanını anlamadığım için Finy’den yardım istedim. Öğrendim ki adam gaz adam yani gaz sızıntısı olup olmadığını ölçmeye gelen adammış ve bu ziyaret sadece iki yılda bir olurmuş. Gaz adam hemen mutfağa yöneldi ve elindeki elektronik aleti boruya değdirdiği an uyarı sesleri çıkarmaya başladı…Evet, ciddi bir gaz kaçağı varmış!!! O sabah Finy yanımda olduğu için çok şanslıydım çünkü diğer türlü adamın eve girmesine izin vermezdim…Ok, evde yalnız olsaydım neler olabilirdi diye odaklanmayalım şimdi…
Gaz adam bulaşık sabununu bir leğende köpürtüp gaz kaçağı olan borunun çevresine sürünce bakın ne çıktı ortaya…Kocaman bir baloncuk…Gaz kaçağının göstergesi…Aman ne hoş…Adam Finy’e araması için bir numara verdi ve sonra gitti…Aradığımız numara gaz kaçağı tespiti halinde duruma müdahale eden ekibin direkt numarasıymış…Yarım saat içinde başka biri gelip boruyu tamir edip çevresindeki vidaları sıkıştırdı…ve son bir kez daha kontrol etti. Artık güvendeydik! Şükürler olsun! İki yılda bir olan kontrolün yanımda Finy varken olması büyük bir şanstı…Tekrar şükürler olsun diyorum!
Şangay’da ev ya da oda kiralarken, alt yapıyı kontrol etmeyi unutmayın, sorun, soruşturun…
10 ayın ardından..
Zaman ne kadar da çabuk geçti…Bu 10 aylık dönemde ev ile ilgili iniş çıkışlar yaşasam da genelde apartmanım ile ilgili mutluyum…Şangay’da bir ev ya da oda kiralamak ile ilgili bir çok şey öğrendim…Anladım ki artık herhangi bir yerde ayakta kalabilirim ama yine de tonla katetmem gereken mesafe var….
“Şangay’da bir ev ya da oda kiralamak” maceramın önceki bölümlerini kaçıranlar için : 1.bölüm ve 2.bölüm
Yok, ben maceranı sular seller gibi okudum, biliyorum derseniz o zaman Şangay’da her evin olmazsa olmazı “AYi, evinizin kahramanı” yazımızda görüşmek üzere:)