Your ads will be inserted here by
Easy Plugin for AdSense.
Please go to the plugin admin page to
Paste your ad code OR
Suppress this ad slot.
Bangkok’un uçsuz bucaksız Chatuchak Pazarı
Şehirde ısınma turları…
Bir saat şöyle güzelce bir kestirdikten sonra artık şehri keşfetmeye hazırdım. İlk günü uzun uzadıya dinlenerek geçirmeye hiç niyetim yoktu…Bir saatlik uyku kesmez diyordum ama heyecandan olduğum yerde daha fazla kalamıyordum da…Bangkok’ta harika bir cumartesi bizi bekliyordu…Sanırım bir süre full uyku yerine böyle ara ara kestirerek daha fazla yer gezebilirdim…Yok ama, o da olmaz… O zaman da zombiye dönüşme durumum söz konusu, malum üniversite ve master finallerindeki halimi ve Deloitte’tayken non-stop çalışmamın yan etkilerini hatırlarsak, yavaş gitmekte fayda var….Şu keşfetme iştahımı biraz doyurursam uykuyu düzene sokarım…Birazdan arkadaşlarım Tararat ve Piyush ile buluşacağım…Tararat çok tatlı Taylandlı bir kız, Piyush da acayip komik Hintli bir çocuk… Bangkok’taki günlerimi güzelleştiren iki güzel insan…
Bu makalede bulacaklarınız:
- Wat Mahabut Tapınağı ve ünlü Tayland Hayaleti
- Cheevaji Macro Biotic Vejeteryan Restoranı’nda öğle yemeğimiz
- Bangkok’un uçsuz bucaksız Chatuchak Pazarı
- Bangkok’taki protesto alanlarından biri
- Akşam yemeği için tercihimiz Golden Mountain yakınlarındaki sokak yemekleri
- Gün boyunca yolda kamerama takılan insan manzaraları
Bu sefer sırt çantasız Bangkok sokaklarındaydım, sonunda! Tam gaz keşfe gidiyoruz!
Bangkok ulaşımının omurgası olan SKY trene gidiyoruz. Aşağıdaki ekranlardan nereye gideceğinizi seçiyorsunuz ve o da size ne kadar ödemeniz gerektiğini gösteriyor. Bu kadar basit işte! Bu arada metrodaki güvenlik görevlileri de çok yardım severdi. Fark ettim de aynı zamanda gayet motive bir şekilde çalışıyorlardı…Eee tabi adamlar korkuluk olarak durmuyorlar, kıdemlerine göre artan sorumluluklar verilmiş, bundan dolayı da asker edasıyla son derece kendilerinden emin ve yaptıkları işten memnun görünüyorlardı. Bilirsiniz, işe yarama duygusu insana kendini gerçekten yaşadığını hissettiren kilit faktörlerden biridir.
Tipik Bangkok trafiğine Sky metrosundan el sallarken…
Kim aç? Ben!!!Çok netimdir…İki farklı sosla hazırlanmış nohut yemeklerinin önünde dururken…Alttaki diğerinden biraz daha baharatlı gözüküyor. Bu seferlik kalsın, sadece fotoğrafını çekmekle yetineceğim.
Yemek satan babasına yardımcı olan minik çocuk. Aferin sana, umarım büyüyünce sağlıklı, mutlu, her istediğine ulaşan, insanlara iyi davranan ve dünyayı dolaşan biri olursun…İçimden geçenler bunlar…
“Dikkat edin keşişler geliyor! “
Keşişlerin arkasındaki kadını görüyor musunuz? Sanırım acelesi var…Fotobomb’a yakın anlardan biri…
Wat Mahabut Tapınağı ve ünlü Tayland Hayaleti
Bangkok’un doğusundaki Phra Khanong’ta bulunan Wat Mahabut, Bangkok’taki 887 tapınaktan biridir.
Peki Wat Mahabut Tapınağı nesi ile ünlüdür? Tahminleri alayım…
- “Tarihi?”
Hayır
- “Eski mimarisi?”
Hiç değil…
Peki nesi ile ünlüdür bu tapınak? “Kadın hayaleti ile” desem ne dersiniz? Ruhlardan hayaletlere doğru ilerliyoruz, haydi bakalım…
Bu kadın hayaletin ismi Mae Nak… Hatta tapınak sırf bundan dolayı Wat Mae Nak Phra Khanong Tapınağı olarak da anılmaktadır.
Efsaneye göre, Mae Nak isimli kadın, Mak adında yakışıklı bir genç ile evlenir. O sıralarda savaş patlak verince Mak, hamile eşini de geride bırakıp orduya katılır. Mak savaştayken, Mae Nak ve doğmamış bebeği doğum sırasında ölür ve komşuları tarafından toprağa verilir. Savaştan dönen Mak, eşini ve çocuğunu evde görünce büyük kavuşma yaşanır ta ki komşuları Mak’a olanları anlatana kadar. Yanındakinin karısının hayaleti olduğunu anlayan Mak bir gece habersizce evden kaçar. Eşinin evden kaçtığını anlayan Mae Nak eşinin peşine düşer. Mak sonunda Wat Mahabut Tapınağı’na sığınır. Bir süre buraya giremeyen Mae Nak, sonunda eşini burada da yalnız bırakmaz. Bu efsane dilden dile bir sürü farklı anlatımla günümüze kadar gelmiştir ama en yaygın olanı Mae Nak’ın, ruh çıkarma işlemi ile öbür dünyaya gönderilmiş olduğudur. Yani romantik başlayan hikaye üzücü ve korkutucu bir hal alır..
Valla hayalet falan bunlar benim tüylerimi diken diken ediyor ama yine de öğrenmek için de can attım itiraf edeyim…Bu şuna benziyor “korku filmi seyretmeye bayılıp filmden sonra ödü kopan ben” …Arada böyle tezatlıklar da olabiliyor işte, merak böyle bir şey..
Aşağıdaki resimde bir şey fark ettiniz mi? Hayalet cevabını veren arkadaşı şimdiden kutluyorum…
Daha yakına gelirsek…Şimdi nasıl? İşte karşınızda, Tayland Kralı Bhumibol Adulyadej’in fotoğrafı…Tayland’da çoğu mekanda kralın fotoğrafının asılı olduğunu görebilirsiniz. Ayrıca yerel halk da krallarına çok bağlı; bu yüzden çoğu, kralın fotoğrafını evlerine de asar. Kralın fotoğraf çekerken ki bir fotoğrafını görmüştüm, benim favorim o.
Bisiklet keyfindeki anne kız… Asya’da bisiklet ve motorsiklet kullanan insanlar son derece yaygın, hatta bir bisiklet ya da motosiklet başına düşen insan sayısı çoğu zaman birden fazla, şöyle 3’leri bulabiliyor…Ona da aile boyu bisiklet ya da mtosiklet diyoruz…Çin de bir defasında 4 kişi +1 köpeği tıkış tıkış ama mutlu mesut motosikletle giderken görmüştüm…İşte bu manzaralara bayılıyorum. Asya bu insan manzaraları ile eşsiz…
Wat Mahabut Tapınağı’nın girişi…
Wat Mahabut Tapınağı’nın içi…Duvar, tavan ve pencerelerdeki ince işe bakar mısınız….
“Keşişler gidiyor! haydi yakalayalım!” heyecandan böyle demiş olabilirim…
İşte başardık…Tararat başta tercüme etse de bir süre sonra keşişler İngilizce döktürmeye başladılar…Arkada duran keşiş doktorasından yeni mezun olmuş, önde duran keşiş de onun öğrencisi…Keşiş olmaya nasıl karar verdiklerini sordum…Usta keşiş kendi isteğiyle bu yönde ilerlediğini, öğrencisi de annesinin kendisi hakkında bunun iyi olduğuna inandığı için 14 yaşından beri keşiş olmak için eğitim gördüğünü söyledi…Farklı hikayeler dinlemeye bayılıyorum…
“Kap kun kah” yani teşekkür ederim deyip ayrıldık…
Yolda kamerama takılan insanlar…Favorim kırmızı rujlu teyze! Bakar mısınız, enerji küpü resmen…Ne kadar pozitif duruyor! Harika!
Cheevaji Macro Biotic Vejeteryan Restoranı’nda öğle yemeğimiz
Domuz eti yemediğinizde, Asya’da seçenekler baya azalıyor…Piyush vejeteryan olduğu için biz de Cheevaji Macro Biotic Vejeteryan Restoranı’nı denemeye karar verdik.
Menüye şöyle bir bakıyoruz…
Meyve suyu bir harika…
Sipariş ettiğimiz yemeklerden biri…Tararat bu yemeğin nasıl yendiğini gösteriyor…
Ve birbiri ardına gelen diğer yemekler…Mücverden tutun da turşuya, nohutlu pilavdan mantar çorbasına yok yok…Tabi baharatlar, yemekleri bambaşka bir boyuta çıkarmış durumda…Şu an bünye tepki gösteriyor resmen…Peçete destesini önüme çekip burun akması ve göz yaşarmasına müdahalede bulunurken Tararatla Piyush da panik olur “noluyoooo?”…”Hiç, sadece bünye baharatı anlamama konusunda inat ediyor biraz o kadar”… Böylece Tayland’da yemek yerken minimum baharat olsun demeyi unutmamam lazım, işe yararsa tabi…Hayır bir de artık bünyenin alışması lazım, bir yıldır Çin’deyim, baharat oldu mu durum hep aynı, hep aynı…Neyse bir hal yoluna bakacağız…
Karnımızı doyurup Bangkok’un uçsuz bucaksız Chatuchak Pazarı’na doğru yola çıktık.
Ben de ne zaman bir kebapçıya rastlayacağımı merak ediyordum….
Tekrar SKY trene atlıyoruz. Biraz da metrodaki insanlara bakalım…
Zafer Anıtı’nın çevresindeki yüzlerce çadırı görüyor musunuz? İşte burası hükümete karşı yapılan protestoların merkeziydi…
Chatuchak Pazarı’nın bir bölümünün çatısı…Çılgınca, devasa, “Yok artık”ı hak ediyor…
SKY trenden inince bizi karşılayan güzel çiçekler…
SKY trenin Mo Chik İstasyonu’ndan kalabalığın olduğu yere doğru bakıyorum da…Bu kalabalığı takip ederek, pazara rahatlıkla ulaşılabilir…
Chatuchak Pazarı’na ulaşmak için içinden geçtiğimiz park…Buralarda yeşil alan çok önemli, sıcaklarda hemen gölgelere seriliveriyo millet…Bayanlara önemli bir not, asla ve asla bu sıcak havalarda daracık kot pantolon giyeyim demeyin sonra pişik olursunuz benden söylemesi.
Meşhur Tayland sokak yemekleri…Renkleri ayrı bir güzel…
İşte karşınızda meyve satan “bang bang adam “…”En iyi hareketini göster” , cevap: “bang”
Bangkok’un uçsuz bucaksız Chatuchak Pazarı’na hoşgeldiniz
Chatuchak Pazarı’na giriyoruz…Burası sadece hafta sonları açık olan Bangkok’un en büyük pazarıdır. Kesinlikle görülmesi gereken bir yerdir. Burada bulamayacağınız şey yok. O kadar çeşitli ürünler var ki iki adım atamayacak hale gelene kadar alışveriş yapma riskiniz var, o yüzden dikkat. Satır aralarında bu pazarla ilgili bilgiler paylaşıyor olacağım.
Haydi bir yerden başlayalım!
“Çok yakıştı!!!”
Renkli olan hiçbir şeyi kaçırmam… Bu pazarda mühim olan “Pazarlık yapın”, hatta “çılgınca pazarlık yapın”, daha da iyisi “pazarlık yaparken mimiklerinizi kullanmayı ihmal etmeyin”…Ürünlerin çoğunda yazılı fiyat yok, o yüzden ilk söylenen fiyatı asla kabul etmeyin…
Chatuchak Pazarı’nda 8000 adet mağaza bulunmaktadır, diyorum işte arayıp da bulamayacağınız hiçbir şey yok burada…Yeter ki devasa pazarın neresinde bulacağınızı bilin…Hediye olarak eşarp ve kumaş almak son derece popüler….
“Ayakkabımı pon ponsuz tercih ediyorum.”…Converse ayakkabı şeklinde çanta mı? O da ilginç..
Şu baykuş ve uzaylı şeylere bayıldım…O uzaylı yastık mı ne? Haha, her bir gözünü döndür döndür koy başını…Normal bir hafta sonunda ziyaretçi sayısı 2,000 değil, 20,000 değil, 200,000 civarındadır…Yorumsuz kaldım…
Yalnız gittiğinizde kaybolacaksınız ama yolunuzu bulmanızı sağlayan bir sistem paylaşacağım…
Bütün pazarı çevreleyen ana yürüyüş yolu ara yollara ayrılmaktadır. Bu ara yollar toplamda 27 bölüme ayrılmıştır.
- Giysi & Aksesuar (bölüm 2-6, 10-26)
- El Sanatları (bölüm 8-11)
- Seramik (bölüm 11, 13, 15, 17, 19, 25)
- Eşya ve Ev Dekorasyonu (bölüm 1,3,4,7,8)
- Yiyecek ve İçecek (bölüm 2, 3, 4, 23, 24, 26, 27)
- Bitki ve bahçe ekipmanları (bölüm 3, 4)
- Sanat galerileri (bölüm 7)
- Evcil hayvan ve aksesuarları (bölüm 8, 9, 11, 13)
- Kitaplar (bölüm 1, 27)
- Antika eşyalar (bölüm 1, 26)
- Hangi sınıfa girdiği belli olmayan( o nasıl oluyorsa) ve yine kıyafet (bölüm 2, 3, 4, 5, 6, 22, 25, 26)
Söylediğimiz gibi burada yok yok….
Şanslı timsah kafası…
Çeşit çeşit renkte şallar…
İşte burası benim bölümüm! Dekorasyonla ilgili her şeyi incelemeye bayılıyorum…
Gerçekten mi? Bunu kim ister!
Hele bunlar….Aman ne harika!
Bu el-işinin bir adam tarafından yapıldığını ilk defa görüyorum…Güzel görünüyor…
Your ads will be inserted here by
Easy Plugin for AdSense.
Please go to the plugin admin page to
Paste your ad code OR
Suppress this ad slot.
Rengarenk plastik meyveler!
Kristal yapımı filler…
Bunlar da ilginç görünüyor…
Her renkten mum bulabilirsiniz burada…
Filli duvar saatine ne dersiniz?
Sonunda bir şey almak ister gibiyim…
Tayland’ın her yerinde bunlara rastlayabilirsiniz…
Plastik çiçek cennetindeyiz…
Renkli renkli bağcıklar…
Çantaya, sepete ihtiyaç var mı?
İşte bunlar çok lezzetli görünüyor!
Bak ya, yine 3 tane fotoğraf çekmeyin uyarısını kaçırdım…
Türkiye’deki sulu yemek lokantalarını andırıyor…
Müthiş bir tat! Muz + Çikolata+ fındık + fıstık + yine yok yok…Tadı gerçekten olağan üstü
Güzel renkler…
Başka bir ilginç saç modeli…
Bu dondurmalara bittim…Çok şirin gözüküyorlar!!! Patili olanın tadı harika!
Meyve özleri ile tatlandırılmış Tayland buzuna ne dersiniz? Yukarıdakini tercih ederim, tabi arada baya fiyat farkı var…
Çilek festivaline hoş geldiniz…
Sürekli şekerli şeyler yemekten sık sık acıkır oldum, sanırım düzgün bir şeyler yeme vakti geliyor…Yanımda keşke peynir ekmeğim olsaydı diyecek gibi oluyorum ama…işte hani fena da olmazdı haha…Acısız yemek keşfetmem lazım…
Yumurta seviyorsunuz, hem de çok değil mi?…İşte aynı anda birden fazla yumurta pişirmenizi sağlayan alet…Harika değil mi? Ne yazık ki sadece yumurtaları satıyorlar ama bu süper-yumurta-pişiricisi de burada bir yerde bulunur…
Favorim, egzotik meyveler…..
Bunlar gerçekten güzel görünüyor!
Kabul edelim, bu pazarda güç satıcıda…Bekle diyorsa, bekleyeceğiz…
İlginç mesajlı bir sürü t-shirt bulacağınız yere geldik…
Yukarıdaki t-shirtleri aşağıdaki şapkalarla kombinlerseniz tam olur…
Aşağıdaki tüylü kıyafetlere bayıldım! Ama gerçeğini giymem! Bu arada yanınızda nakit getirmeyi unutmayın, her yerde kredi kartı geçmiyor, bu mağaza vitrininde ilk VİSA logosu gördüğüm yer oldu…
“Şaşkın baykuş” çantalarına bayıldım!
Onca mağaza gezdikten sonra bir şey denemezsek ayıp olur…Ben kendi bedenimde geleneksel Tayland Şalvarı peşindeyim, Tararat binlerce küpe arasından istediğini bulma derdinde…Aslında tam olarak ne yapıyoruz? Tabi ki Piyush’a itinayla işkence ediyoruz…
Dayanamadım, şalvar modumdan hemen dışarı çıktım…Bitkiler bekleyebilir, bunu ben alıyorum!
Chatuchak Pazarı’nda eğlenceli bir sanat galerisi…Resimler çok şirin…Ben de yağlı boya yapmaya bayılıyorum ama vakit yok artık…Ortaokuldayken bir resim öğretmenim vardı. Hatırlıyorum, her derste bana işkence ederdi. Dediğine göre potansiyel gördüğüne böyle davranırmış…”Güzel” demesi bile tokat gibi gelirdi…Şimdi ne yaptığını bilmiyorum ama ben hala sanatı seviyorum ve umarım kendisi de iyidir…
Chatucha Pazarı’ndaki 200,000 insanın bir kısmı…
Sokak müzisyeni çocuklar…Bütün gün burada böyle durmalarına üzülüyorum…
Tayland masajının olmadığı bir pazar düşünebiliyor musunuz? Tabi ki mümkün değil…
Tararat ve Piyush çiçek alışverişindeyken, ben de güzel bulduklarımı yakından çekiyorum…
“Siz yiyin, biz bulaşıkları bir ara halledeceğiz” mekanı, haha…
Chatuchak Pazarı’nda saatin nasıl geçtiğini fark etmeden neredeyse bütün bir gününüzü geçirebilirsiniz…Bu pazar devasa boyutlarda, hala şaşkınım…Buraya gelmeden önce, daracık pantolonları bir kenara bırakıp, etek, şort, elbise tercihlerine yönelin ve spor ayakkabı ya da rahat terliklerden giyin derim…Hem hava çok sıcak hem yolunuz uzun…Bir de yanınızdaki eşyalara göz kulak olmayı unutmayın…
Bu kadar gezdin, ne aldın diye sorarsanız? Artık çılgınca alışveriş yapmıyorum, çünkü sıkılıyorum, vakit önemli..Tabi burayı keşfettiğimiz için, sözüm buraya değil…Benim olayım nokta atışı, normalde kafamı çevirtecek, beni durduracak, yönümü değiştirmeme sebep olan şeyleri alırım ki bu nadir oluyor…Burada tam da ihtiyacım olan şeyi buldum! Sarı renkli, sağlam bir bez çanta…Önde bir cebi ve içinde de yan cebi var… Çantamı yolculuk boyunca sürekli yanımda göreceksiniz zaten..
Akşam yemeği için Golden Mountain’ın yakınındaki sokak yemeklerini tatmaya gidiyoruz…
Bangkok’ta protesto alanlarından biri
Akşam yemeği yiyeceğimiz yere doğru yola koyulmuşken, kendimizi protesto alanlarının birinde bulduk..Tararat biraz gerilse de herhangi olumsuz bir durum gözükmüyordu hatta bu durum bana Gezi Parkı protestolarını hatırlattı….Burada gaz bombaları vs yok, insanlar sakin sakin kamp kurdukları çadırlarında ve büyük ekranların önünde oturmuş liderlerin açıklamalarını dinleyip düdük çalıyorlar…Bu protestolara verilen isim “Bangkok’u Kapat”…Ana protesto alanı ile ilgili detayları başka bir makalede paylaşıyor olacağım…
İleride tarihin yazacağı bu tür olaylara tanıklık etmek gerçekten güzel…Burada güvenliğinizi düşünmek ilk önceliğiniz zaten…Ama bir yandan da dış basının olayları ne kadar doğru yansıttığını analiz edebiliyor olmanız gerekir…Tayland’da bahsedildiği gibi uçuk bir durum henüz yoktu…
Protesto alanlarının çoğu lastiklerle trafikten ayrıştırılmıştı…
Ruhlar evi.. Yemek yiyeceğimiz yere varmak üzereyiz.
Akşam yemeği için tercihimiz Golden Mountain yakınlarındaki sokak yemekleri
Dilimlenmiş meyve gördüğünüzde aç olmasanız da yeme ihtimaliniz bütün haldeki bir meyveyi gördüğünüz zamankinden daha yüksektir…
Adım başı bir sokak satıcısına rastlıyoruz…
Başlangıç olarak bundan aldım…İçinde pirinç unu ve kırmızı fasulye var…Tadı hafif tatlımsı ve yapış yapış…Çin’de de bunlardan çok var…
Bunlar nasıl? Hmmm emin değilim…
Bulduk işte…Tayland’ın ulusal yemeği olan Pad Thai alıyoruz..
Önce bir yer bulup oturmamız lazım…”Padthai” müthiş bir yemek…Bu ustaların eline sağlık, süper olmuş…derken hop yine acılı bir şeyler tattım ama o kadar yoğun değil neyse ki…de bir kez tepkime başladı artık, peçete alıyım bir zahmet…Burada insanları seyretmek de pek keyifli oluyor…Çay olsaymış süper olurmuş…
Yemek harikaydı, müthişti! Nasıl güzel bir yemektir bu! Şimdi evime, yani pansiyonuma gitme vakti…
Tayland’daki tuk tuklar bir harika…Bu üç tekerli taksinin ne kadar hızlı gidebileceğini gördüğünüzde her an içinden, sağından, solundan, bir tarafından fırlayabileceğiniz gerçeği ile tuk tuka bakış açınız tamamen değişiyor! Neyse ki sağ salim varıyorsunuz, ama ertesi gün, ondan sonra ki gün, ondan bir sonra ki gün de kendinizi tuk tuk’ta bulduğunuzda durumu sürücüye indirgiyorsunuz…Her biri de hızlı gidince, genelleme başlıyor, aman bunların topu böyle diye…Ben derim ki sürücüsü çok genç olmasın, çok yaşlı da olmasın…Ortası iyidir….
Bir dakika bu işaret de ne? Müthiş ya! Belli ki tuk tuk sürücüsü bu konuda baya dertli…Ee tabi bu kadar baharatlı yemek ye ye, sonu buraya varır tabi…Gerçekler bunlar…Tuk tuk’tan gülmekten düştüler dedirtmeyiz…Tutunmamız lazım, kendimi gülmekten alamıyorum…
Tuk-tuk selfie’si…
Bütün gün boyunca süren “fotoğraf modum” tuktuk’ta da devam ediyor…
Bir öncekinden daha kalabalık olan başka bir protesto alanına denk geldik…
İlk gün dedik, şehirde ısınma turu dedik ama biraz abarttık…Metroda ilk günün son fotoğrafı…Keşfetme isteğimi biraz doyurduktan sonra ve sabah ki enerjiden eser kalmayınca çılgın bir dinlenmeye ihtiyacım olduğu açık…
Tararat ve Piyush’la şehri keşfe çıkmak harikaydı…Tabi yanınızda şehri bilenler olunca bazı şeylere dikkat etmeyebiliyorsunuz… Dönüş yolunda Tararat “seni pansiyonuna kadar bırakayım.” dese de ben bulabilirim diye kabul etmedim ama bulamadım! Tabi bir süre için…meğerse yanlış çıkıştan çıkmışım…Neyse olur o kadar… Yarın ki Bangkok’un kanallarında yapacağım keşif için son derece heycanlıydım ama önce uyku…Uykuya yenik düşmeme az kala odama ulaşabildim…Bir önce ki yazımı kaçırdıysanız Bangkok’ta kaldığım pansiyona birlikte göz atalım. Bir sonraki yazımda sizi Bangkok’un egzotik kanallarına götürüyorum!
1 Comment