Angkor Wat’ta tanıştığım insanlar

Angkor Wat her gün binlerce yerli, seyyah ve turist çekiyor…

Angkor Wat’a ve orada tanıştığım insanlara hayran kalmamak elde değil…

İşte Angkor Wat’ta tanıştığım insanlar…

Daha fazla fotoğraf şöleni için siz de While Travelling Instagram hesabımıza sizleri bekliyoruz…

BÜYÜK ŞAPKALI KADINLAR

Taş yoldan Angkor Wat’a doğru yürümeye başladığınızda, yerli kadınları çalışırken ya da ara verip merdivenlerde oturmuş etrafı seyrederken görebilirsiniz…Çoğu da yüksek sıcaktan dolayı büyük şapkalarla kendilerini koruyor…

Nehri geçerken nilüfer çiçeklerini ve nehrin karşı yakasına geçen kayıklarında yüzlerini sıcaktan korumaya çalışan yerlileri görebilirsiniz…

Büyük kahkahalar ile barış/şans işaretlerini görmeye bayılıyoruz.

ÇOCUKLARLA SEYAHAT

Bu genç baba, Angkor Wat’ı bebişi ve eşi ile keşfediyor…

“Çocuk oldu mu hayatın bitti” felsefesi ile eve hapsolmak çocuğun öğrenme sürecinin merkezindeki merak güdüsünü köreltmektedir.

Aileleri ile birlikte sınırlarını aşıp keşfe çıkan daha çok insan görmek istiyoruz!

Bu babaya kocaman bir alkış gönderiyoruz!

 YENİ EVLİLER

Angkor Wat yeni evli çifler için de son derece önemlidir.

Geleneksel kıyafetleri ya da gelinlikleri ile Angkor Wat’ta fotoğraf çektirmek yerliler için olmazsa olmazdır!

Bu çifte tek kelimeyle bayıldım!

mutluluk, sağlık ve başarı diliyorum!

İngilizce’den Türkçe’ye çevirirken aynı deyimi bulmak bazen zor oluyor haha..

Buna “nerde çokluk orda….”diyip sonra yok bu olmaz yahu diyerek gülmeye başlıyorum…

Grup halinde gelinlikleri ve damatlıkları ile fotoğraf çekimindeki gelin ve damatlar!

KEŞİŞLER

Turistlere ek olarak, keşişler de Angkor Wat’ın günlük ziyaretçilerindendir..

Parlak turuncu kıyafetleri, tapınağın soğuk gri taşları ile harika bir kontrast oluşturuyor.

  Uzaklardan gelen keşişler için Angkor Wat gezisi büyük önem taşıyor, adeta haç gibi görülüyor…

ANGKOR WAT’IN MİNİK YÜZLERİ

İleride ki ağacın altında miniklerden oluşan bir keşiş grubu görüyorum..

Elbette ki onlarla gidip konuşacağım…

 Tamam, İngilizce bilmedikleri için konuşamamış olabiliriz ama birbirimize büyük gülücükler atıp gayet de güzel anlaştık haha

 Bu benim favori fotoğrafım…Minik keşişin yüzündeki heyecana bayıldım…

Bu şirin minik keşiş arkadaşları ile takılıyordu, kendisi ya keşiş değil ya da keşiş ama turuncu kıyafetlerini unutmuş olabilir.

İşte Angkor Wat’taki ceket modelimiz! Ben de bu ceketten istiyorum haha, bu büyük gülümsemeye bayılıyorum!

Annesi bu miniği benim yanıma oturup poz vermesi ile zorluyor! Yüze bakar mısınız, tam yemelik, öpmelik!

Ben usta minik mankenimizin hareketlerine eşlik ediyorum haha

Bu tatlılığa dayanamayıp, annesinden sarılma izni alıp harekete geçiyorum.

Yurtdışında gördüğünüz bu şekerlere sarılmadan önce anne-babadan izin almakta fayda var, aksi halde alabileceğiniz tepki ile başınız ağrıyabilir haha.

Angkor Wat başka bir moda ikonu şekeri ağırlıyor…

Angkor Wat’ın etrafında dolaşınca derme çatma evlerin bahçesinde kahkahalarla kum tepelerine atlayan bu minik çeteyle karşılaştım…

Börtü böceğe de yaklaşıp kameramı dayayınca bu meraklı minik çeteyi yanı başımda buldum…

Bayılıyorum bu meraklı minikleri görmeye…

Güneydoğu Asya’da küçük kardeşlerine bakan minikleri görmek son derece yaygın…

Birlikte oynuyorlar,

birlikte büyüyorlar,

Aynı takımı destekliyorlar, hmm burada formaları farklı olsa bile abinin dediği olur tabi hahaha

Bu minikler hayatın ne kadar zorlu olduğunu biliyorlar, hem kardeşlerine bakıp hem de ailelerine yardım etmek için çalışıyorlar!

Angkor Wat’ta çalışan minikler 7 dilde birçok cümle kurabiliyorlar, Türkçe de dahil!

Nerelisin sorusuna Türk’üm deyince “En büyük Galatasaray!”, “Naber kanka?”, “çok güzelsin!”, “Atatürk’ü biliyorum!” , “yok, pahalı diil valla!” cümlelerini duyunca kahkahayı bastım…

Kamboçyalı miniklerden o tatlı aksanları ile Türkçe konuştuklarını duymak çok güzeldi yahu…

Postcard aldım mı? almadım, eh tabi biraz trip attılar ama çocuk iş gücünü desteklemek onların okul vakitlerinden çalmak demek oluyor…

Angkor Wat’ta turistlere hediyelik eşya satan aileler gün ortasında sıcaklar basınca devasa ağacın altında mola verip dinleniyorlar…

Çocuk olunca, iş ve oyun bir arada oluyor…

Sırttan gördüğümüz bu turunculu miniğin pijamasına bayıldım…

Arkadaşları turistlere kartpostal satmak için çalışmaya geri dönünce minik tek başına kaldı…

Onu tek başına otururken böyle görünce acaba o an ne düşünüyor diye düşünmeden edemedim…

Güneydoğu Asya’daki en büyük arkeolojik alan Angkor Wat’ı keşfederken farklı yüzleri, hayatları görüp tanışmak tek kelime ile harika!

Günün sonunda aşağıdaki gibi yorgunluk son derece doğal ama tecrübe her şeye değer!

Siem Reap’tayken Angkor Wat yapmanız gerekenlerin üst sıralarında yer almalıdır!

Buraya ister tuktukla, ister bisikletle, istek tek günlük, 3 günlük ya da bir haftalık geçişle gelip buradaki enerjiyi hissetmelisiniz!

Ben hem tuktukla hem de bisikletle geldim, bir haftalık geçiş aldım!

Angkor Wat’ın üstünden doğan güneşin ışıklarını yakalayıp Angkor Wat’ın koridorlarında, kulelerinde ve bahçesinde kaybolurken yanımdan geçen yüzlerle de tanıştım….

Bütün algılarımı açık tuttum…

Tek başına sırt çantalı geziye çıkıyorsunuz diye bütün tatilinizi bir başınıza geçireceksiniz diye bir şey yok, yoksa kafayı yersiniz haha

Algılarınızı açık tuttuğunuzda hem kendinizle daha derinden iletişime geçip hem de çok ilginç insanlarla tanışacaksınız!

Buna bayılacaksınız!

Çünkü kalbinizin sesini dinlemeyi öğreneceksiniz!

Daha fazla fotoğraf, tecrübe, bilgi ve ilham için sizi instagram hesabıma bekliyorum,

uzaklardan desteğinizi ve buraya yorumlarınızı almak beni çok mutlu eder!