Your ads will be inserted here by
Easy Plugin for AdSense.
Please go to the plugin admin page to
Paste your ad code OR
Suppress this ad slot.
GENÇSEN NE YAP NE ET, SEYAHAT ET!
Yolculuklarım boyunca her yaş grubundan bir sürü harika insanla tanıştım ve tanışmaya da devam ediyorum. Her birinin kendine özgü enerjileri ve saçtıkları ışık beni hep şaşırtmıştır, ama bu yazıyı tek başına seyahat eden genç gezgin kadınlara göndermek istiyorum.
Tek başına seyahat eden kadınlara sorulan tipik sorular: “Ohh, gerçekten tek başına mısın burada?”, “hmmm ve bu yaşta tek başına seyahat ediyosun?”, “kız başına tehlikeli değil mi? bence şanslısın”, “biraz daha bekleseydin tek başına seyahat etmek için.”
Genç yaşta seyahat etmeye başlayan insanlar seyahat etmeyen yaşıtlarına göre hızlı karar vermek, iç güdülerine güvenmek ya da yaratıcı ve açık görüşlü olmak konusunda daha avantajlı oluyorlar. Seyahat etmek için zengin olmanın gerekmediğini anladıklarında eşyalardan ziyade deneyimlere daha fazla değer verirler. Bir kez seyahat virüsü bulaştı mı, kendilerini daha fazla seyahat ederken bulurlar. Şimdi diyebilirsiniz ki, bu her yaş grubu için geçerli, katılıyorum, ama en önemlisi gün be gün daha fazla genç insanı seyahat ederken görmek ve hayatlarını erken yaşta şekillendirecek harika tecrübelere sahip olmaları için bunun yapılabilir olduğunu göstermek.
Bundan 20 yıl sonra yapmış olduklarınızdan ziyade daha çok yapmadığınız şeyler yüzünden hayal kırıklığı yaşayacaksınız. Yüklerinizi bırakın ve güvenli limandan açılın ve rüzgarı yakalayın. Araştırın. Hayal edin. Keşfedin.- Mark Twain
Kamboçya’da sırt çantamla geçirdiğim 30 günde değiştiğimi geriye baktığımda çok net görebiliyorum. Orada edindiğim tecrübeler, yaşadığım her şey ve tanıştığım herkes adeta birer öğretmene dönüştü. Tanıştığım insanlar arasında, çok genç yaşta tek başına seyahat eden 2 kız vardı. O kadar pozitif ve bir o kadar da sosyal ve çevresel sorunlara karşı duyarlıydılar. En güzel yanı da bu konularda bir fark yaratmak için keşfe çıkmış olmaları. Farkında olmasalar da yolculukları son derece ilham vericiydi.
YOLLARIMIZ NASIL KESİŞTİ?
Kamboçya’nın güneyinden kuzeyindeki Battambang şehrine uzanan otobüs yolculuğum giderek ilginç bir hal alıyordu…Yolda otobüs bozuldu, neyse ki sorun hallolup yola devam ederken otobüsün arkasında iki yabancıya, biri kız biri erkek, kendi hayatıyla, budizm ve diğer dinlerle ilgili vaaz veren bir keşiş dikkatimi çekti. Hemen yanlarına gittim, hiç bu kadar dışa dönük bir keşiş görmemiştim, konuşma ne kadar ilginç olsa da bir süre sonra bazı dinlerle ilgili yanlış bilgiler aktardığını dinleyince gerçek keşiş olup olmadığından emin olmadığım için ve yorgunluktan da yerime döndüm. Bir süre sonra arkadaki kız yanıma gelerek “keşiş beni kasabasını gezdirmeyi teklif etti ama burası resmen hiçliğin ortası, onunla gitmek konusunda emin değilim.” dedi, şöyle etrafıma baktım ve resmen hiçliğin ortasındaydık, telefonuma bakıp sinyal olmadığını gördüğümde de ona “ben olsam inmezdim.” diyerek telefonumu gösterdim. Otobüste kaldığı için son derece memnunum çünkü bu benim kalan Kamboçya günlerimi birlikte geçirmemizi sağladı. Peki kim bu seyahat kardeşim?
LAURA ile tanışın
Laura, Avusturyalı ve 21 yaşında. Erkek arkadaşının Avusturya’ya daha önce dönmesiyle tek başına seyahat etmeye başlamıştır. Üniversite öğrencisi olan Laura, çevresel problemlere karşı duyarlılığı son derece yüksek olan bir birey. Bulunduğu şehirlerde gözlemlediği çevresel problemlerle ilgili bir fark yaratmak istiyor.
Birlikte hem zorlu anlar atlattık hem de çok eğlendik. 12 saat olması gereken otobüs yolculuğumuzda kaybolup bunu 21 saate tamamlayıp kendimizi bir kişi dışında kimsenin İngilizce konuşmadığı Tayland sınırında bulup, oradan yolu bulup Battambang’e varıp, Siem Reap’taki otelimin resepsiyonunda tanıştığım ve sadece 5 dakka konuşabildiğimiz Battambang’te yaşayan Amerikalı bir ailenin yanında kaldık, devlet ilkokulunda bir derse konuk olduk ve dünyalar tatlısı çocukların bir o kadar dünyalar tatlısı öğretmenleri ile tanıştık, yarasa mağaralarına tanık olup, bunlar beslenmek için sürüyle dışarı uçunca çiş yağmuru altında kaldık hahaha, Battambang’in köylerinde keşfe çıktık ve çok tatlı yerli bir aileye konuk olduk, üstüne bir de kumsal voleybolu tadında yerel voleybol turnuvasını seyrettik, ilk aklıma gelenleri yazdım, daha bir sürü var.
Hayatla, ilişkilerle, ne yapmak istediğimizle ilgili çok fikir alışverişinde bulunduk. Her bir sohbetimizde gördüm ki Laura yaşından bağımsız olarak son derece olgun ve kendinden emin fikirler öne sürüyor. Bu da seyahatin kişiler üstündeki en büyük etkilerinden biri… insanı harika biri haline dönüştürüyor! Bu enerji ve tutkuya sahip bu yaşta biri ile daha önce hiç tanışmamıştım. Yollarımız kesiştiği için son derece mutluyum.
Phnom Penh’teki pansiyonumun resepsiyonunda otobüs biletimin ayarlanmasını bekliyordum. Çevremde benim gibi otobüs biletlerini halletmeye çalışan başka gezginler de vardı ve bir süre sonra nereye gideceğimizle ilgili konuşmaya başladık ve öğrendik ki 3ümüz, bir Çinli çocuk ve bir de Avustralyalı bir kız, aynı yere gidiyoruz, Koh Rong. Farklı otobüs firmaları ile gideceğimiz için çıkış saatimiz farklıydı, o yüzden Koh Rong’ta görüşmek üzere facebook hesap bilgilerinin değiş tokuşu sonrası yola devam ettik.
Yalnız seyahat edince bu kendiliğinden gelişen en güzel şey, sizin gibi yalnız seyahat eden kafadar gezginlerle rotanızın çakışması.
Uzun bir otobüs yolcuğu sonrası Sihanoukville’in en güzel pansiyonunda bir oda bulabildim. Öyle pansiyon diye geçmeyin gayet güzel yüzme havuzu var ama yine de pansiyon. Ertesi gün pansiyonda Phnom Penh’teki pansiyonda tanıştığım kıza rastladım. Her ne kadar Koh Rong’ta buluşucaz desek de aslında adada vaktimizin çoğunu birlikte geçireceğimizi o zamandan bilmiyordum. Hem birlikte kaldık, tekne turunu çıkıp kendi balığımızı kendimiz tutup diğer teknelerle de yarıştık balık tutma konusunda, biz kazanınca onları da beslemek durumunda kaldık haha, üstüne gece balıklarla birlikte yüzdük, adayı keşfe çıktık. İşin ilginç kısmını onun yaşını öğrenince yaşadım. Genç gösterdiğini biliyordum ama bu kadar genç de beklemiyordum çünkü son derece olgun ve özgür düşünceleri vardı. Peki kim bu özgür ruh?
EILISH ile tanışın
Eilish tanıştığım en genç tek başına seyahat eden gezgin, 19 yaşında. Avustralyalı ve üniversitede Fizyoterapi üzerine eğitim görüyor. Yalnız seyahat etmekle kalmıyor, bir de Phnom Penh’te gönüllü olarak İngilizce öğretiyor. Adadan ayrılacağı sabah kendisiyle kısa bir röportaj yapıp yapamayacağımızı sordum ve “severek, tabi ki” cevabını alarak ağaç evimizin balkonunda bunu gerçekleştirdik. Bakalım benim kafadar gezgin arkadaşım neler söylemiş.
Evrim: Yalnız seyahat etmek konusunda neler düşünüyorsun?
Eilish: Yalnız seyahat etmeye başladıktan sonra başka türlü seyahat etmeyi tercih edeceğimden emin değilim. Bundan sonra yalnız seyahat edeceğimi düşünüyorum. Birileriyle paylaşımda olmak güzel ama aynı zamanda özgürlüğe sahip olmak da güzel.
Evrim: Yalnız kadın gezginlerin güvenli seyahat etmesi ve sorundan uzak durmaları için neler önerirsin?
Eilish: Öncelikle kadın gezgin olarak zaten dikkatleri üzerinize çekiyor olacaksınız, özellikle tek başına gezen beyaz kadın olarak. Ben çok fazla sorunla uğraşmadım ama bazı insanlar bunun şans olduğunu söylese de aslında bu aklını kullanmaktan geçiyor.
Your ads will be inserted here by
Easy Plugin for AdSense.
Please go to the plugin admin page to
Paste your ad code OR
Suppress this ad slot.
Evrim: Biliyorsun, bazı insanlar yalnız seyahat edenlerin seyahatleri boyunca hep yalnız kalacağını düşünüyor. Sen ne düşünüyorsun?
Eilish: Hayır, ben bir dakika bile yalnız kalmadım. Her zaman biriyle tanışacaksınız, tanıştığım en harika insanların bazıları ve en kötü insanların bazıları, ama genelde iyi insanlar…Sizinle aynı şeyi yapan, aynı rotayı izleyen biri her zaman olacak. Asla yalnız kalmazsınız, çevrenize bakmanız yeterli.
Evrim: Seyahat etmek ve yeni yüzlerle tanışmak için seni motive eden nedir?
Eilish: Evde sıkılmıştım, her gün aynı şey, aynı rutin, son 10 yıldır tanıdığım aynı insanlar. Yaşadığım yeri seviyorum ama daha fazla görüp, daha fazla keşfetmek istedim. Bir gün uyanıp, bir şeyler yapıp, günün nasıl biteceği ile ilgili hiç bir fikrinin olmaması. Sadece yaşadığım yer çok küçük ama dünyada görülecek çok şey var.
Evrim: Seyahatlerinde hayat görüşünü değiştiren, seni farklı düşünmeye iten bir tecrübeni paylaşır mısın?
Eilish: Sırt çantalı seyahatlerimde ne kadar çok şeyi sanki hep bizimle kalacaklarmış gibi kabulendiğimizi anladım. Özellikle yetimhanede çalışınca, normal bir turistin görüp görebileceğinden çok daha fazla şey gördüm. Yetimhanede bir gün büyük bir kaza oldu, demir güvenlik kapı 17 yaşındaki bir kızın üstüne çöktü. Bu son derece travmatik bir deneyimdi ama bu şekilde dikkatim burdaki hastane ve sağlık sistemine yöneldi. Burda durumun ne kadar farklı olduğunu ve yine herşeyi nasıl da zaten haketmişçesine kullandığımızı gördüm. Bu benim bakış açımı değiştiren ve olayları farklı bir boyuttan sorgulamamı sağlayan bir deneyim oldu.
Evrim: Neden sadece seyahat etmedin ama hem gönüllü olarak çalıştın, üstüne seyahati ekledin?
Eilish: Ben genelde gönüllü olmak ve başkalarına yardım etmeye hep ilgi duydum. Şu an gönüllülükle ilgili çok farklı düşüncelerim var. Buradaki tecrübem beklediğimden çok daha farklı oldu. Bazı organizasyonlar çok iyi ve bazı organizasyonlar ise gönüllülük turizmi üzerine. İnsanlar buraya iki haftalığına geliyor, yetimhanelerde çalışıyorlar, çocuklarla fotoğraf çekip onlarla birlikte oyun oynuyorlar ve iki hafta sonra da gidiyorlar. Bunun orada çalışan insanlar için ve oradaki çocuklar için çok da iyi olduğunu düşünmüyorum. Özellikle Kamboçya’da gönüllü olmak daha çok ticari boyutu ile hız kazanmaya başladı. Dediğim gibi benim tecrübem beklediğimden farklıydı, her ne kadar yapabileceğimden daha az iş olmuş olsa da yine de belirli açılardan zorlayıcıydı ve güzel bir deneyimdi. Tekrar gönüllü olurum ama gönüllü olmak isteyenlerin organizasyonları çok iyi araştırması gerekiyor.
Evrim: Sıra da neresi var?Nereye gitmeyi planlıyorsun?
Eilish: Henüz Güneydoğu Asya’dan bıkmadım. Vietnam, Laos yapmayı isterim. Burma, Hindistan ve Nepal’e gitmeyi kesinlikle çok isterim. Aslında kesin olarak karar veremedim hahaha.
Evrim: Sanırım botunu yakalaman için seni serbest bırakma vakti geldi. Eminim ki ortada bir yerde tekrar görüşeceğiz. Anne ve babanın yolculuğunu desteklediklerini bilmek çok güzel.
Ve Eilish evine doğru kendi başına yine yolculuğa çıkar…
Bu iki genç gezginin gözlerinde tutkuyu ve dünyaya getirebilecekleri farkı gördüm. Onlarla harika zamanları paylaşıp yolculuklarına tanık olduğum için şanslı hissediyorum.
İlginç insanlar, yemekler ve mekanlar aklınızı başınızdan alsın. Hayatınızın en güzel anlarını yaşayacağınız gibi global ısınma, temiz içme suyu, yoksulluk ve eğitim sistemi gibi sosyal ve çevresel sorunlara karşı da farkındalıkta boyut atlayacaksınız. Hiçbir okulun öğretemeyeceği dersler öğreneceksiniz yolda. Yolculuğunuzda başınıza gelen ve tanıştığınız herkes birer öğretmene dönüşecek adeta. En güzel kısmı da bu dersleri hayatınızın her boyutuna farkında olmadan uygulayacaksınız ama bu tecrübeyi edinmenin tek yolu rahat battı sözünden hareketle yol almanız, yani konfor alanınızın dışına çıkmanız. Seyahat size netlik kazandıracak, döndüğünüzde en küçük detayı bile farklı gözlerle görüyor olacaksınız. Edindiğiniz tecrübeler değişiminiz üzerinde son derece güçlü ve esas bir rol oynacak!
Seçim sizin, ya insanların sizin kim olduğunuzu belirlemesine izin verip zamanın sizi konfor alanınızda yavaş yavaş öldürmesine izin vereceksiniz ya da kim olduğunuzu siz belirleyip daha iyi bir hayat yaratabilirsiniz!
Hepimiz bir sebep üzerine buradayız!
Bu sizin hayatınız ve asıl mühim olan sizin onunla ne yapacağınız!
Gençken başla, daha çok seyahat et!