Your ads will be inserted here by
Easy Plugin for AdSense.
Please go to the plugin admin page to
Paste your ad code OR
Suppress this ad slot.
Nereye gidersem gideyim, atlamayacağım iki şey var: güneşin doğuşu ve batışını izlemek…Siem Reap’ta otelimi bulduktan sonra ertesi gün yapmak istediğim ilk şeye çoktan karar vermiştim…Angkor Wat’ta güneşin doğuşunu izlemek…O kadar uzun süredir fotoğraflarına bakıyordum ki kendi gözlerimle görmek için sabırsızlanıyordum…
3 saatlik uykudan sonra saat 4.30da uyanıp Borey‘in karşılaması ile tuktuka atlarım. Her yer karanlık, öyle böyle değil, baya karanlık…sokak lambaları bile yanık değil…tek görebildiğim arada karşılaştığımız kafa lambaları açık pedal sallayan turistler…Karanlıkta ilerlerken az biraz korkmuyor da değilim ama yapacak bir şey yok…Borey beni uyarıyor “çantanı gizle” diye… aman ne güzel…Angkor Wat’a vardığımızda bile hava hala karanlık…Telefonumun flaşı ile yolumu bulmaya çalışıyorum…
Yan yolu seçip içeri girmek yerine Angkor Wat’ın önünde, büyük su kütlesinin önünde yerimi alıyorum…Çok az insan var…tam da istediğim şey..Neden? Çünkü içeride tam da gölün önünde çılgın bir kalabalığın beklediğini yazılardan okumuştum…
Saat 5.30a doğru güneş ışıkları Angkor Wat’ı aydınlatmaya başladığında etrafınızı bu renk sarıveriyor…
Sonunda güneş yüzünü ağaç dalları arasından gösterir…
Güneşin doğuşunu yakalamak için biraz da geç kalmış ayrı bir kalabalık içeri doğru yol alırken…Şu an içerde olmayıp dışarda beklediğim için son derece memnunum…
İş başındayken de bir selfiemiz olsun:)
Çok geçmeden Angkor Wat tapınağının maymun kominitesi çıka gelir… Meğerse burası onlardan sorulurmuş…
Güneşin doğuşunu tek seyreden ben değilim tabi haha… Manzaranın adeta herkesi ve herşeyi hipnotize eden bir özelliği var…Gözlerinizi alamıyorsunuz…Bu maymunlar için de geçerli…
Yemeklerini yedikten sonra önemli olan ikinci aktivitelerini aksiyon halinde görmüş oldum…
Bu muz güzeli de kameramın önünde takılmaya doyamıyor bir türlü… Ben de modelimi her anıyla yakalamaya çalışıyım haha
Sonunda hanımefendi modellik kariyerini bırakıp başka muzlar peşine düşer…
Your ads will be inserted here by
Easy Plugin for AdSense.
Please go to the plugin admin page to
Paste your ad code OR
Suppress this ad slot.
ve ben de rahat rahat Angkor Wat’ı çekmeye başlarım…
Az biraz fotoğraflarda ben de olayım ama… Yalnız seyahat edince iki seçeneğiniz var, ya boynunda fotoğraf kamerası asılı turistler ya da lokallere sormak sizin fotoğrafınızı çekerler mi diye, ki genelde onların da fotoğrafta olduğu “sizinle bir fotoğraf çektirebilir miyiz?” sorusu gelir, diğer birseçenek de selfie-stick ya da uzaktan kontrolle artık durumu idare edersiniz..Benim için ikisi de ok
Ben fotoğraf çekmekle meşgulken bakın yanıma kim gelir…Sürünün bilirkişisi havası yok mu ama?:) Bir süre oturup birlikte etrafı seyrederiz bir güzel…
Artık içerideki kalabalık Angkor Wat’ın her yanına dağılmıştır diyerek içeri doğru yürümeye başlıyoruz… işini bitirip gidenler bile var ama biz henüz tamam değiliz…
Etrafımızı saran pembe renkten çıkıp tapınağın içine doğru yürüdükçe sarı renkle sarmalanıyoruz adeta…Birazdan ne demek istediğimiz göreceksiniz…
Dik basamakları da geçiyoruz…
İşte gözlerimizi alan o muhteşem manzara…
Bu güzelliğe tanık olmak için sabahın köründe uyanıp yollara düşmek, yüzünüzün önünde elinizi göremeyeceğiniz karanlıkta yol almak ve sabredip sonunda kendi gözlerinizle görebilmek ve deneyimlemek paha biçilmez çünkü Beverly Sills’in dediği gibi
Gidilmeye değer yerlere kestirme yoktur.
Sizi bu manzarayla baş başa bırakıyorum bir süre…
Angkor Wat mimarisi ile başlı başına bütün gününüzü alacak bir program ama güneşin doğuşunu izleyerek bu muhteşem yapıya adım atabilirsiniz…
Bir sonraki yazımızda Angkor Wat tapınaklarının derinlerine dalıp sizi güzel karelerle buluşturup tarihin sayfalarına keyifli bir yolculuğa çıkacağız…
O zamana kadar bizi instagramdan da takibe almayı unutmayın: www.instagram.com/whiletravelling
